KİŞİSEL VERİLERİN HUKUKA AYKIRI İFŞASI SUÇU
Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu; kişinin hayatının gizli alanında kalması gereken veya herkes tarafından bilinmeyen kişisel bilgilerinin yanı sıra başkaları tarafından bilinmesi mümkün olan kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan bilgilerin hukuka aykırı bir şekilde ele geçirilmesi, başkasına verilmesi veya yayılması ile meydana gelir.
Bu bilgi notunda kişisel verilerin hukuka aykırı ifşalanması suçu yasal dayanaklarla ele alınmaktadır.
Kişisel Verilerin Hukuka Aykırı İfşası Suçu Nedir?
Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu, seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenmiştir. Bu nedenle, aşağıdaki üç seçimlik hareketten herhangi birinin hukuka aykırı bir şekilde yapılmasıyla failin cezalandırılması gerekir:
- Kişisel verilerin ele geçirilmesi,
- Kişisel verilerin başkasına verilmesi,
- Kişisel verilerin yayılması.
Suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıl olup, suça dair soruşturma yapılabilmesi için suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl geçmeden işlenen suç savcılığa bildirilmelidir. Aksi takdirde, dava zamanaşımı süresi dolacağından suç ile ilgili soruşturma yapılamayacaktır.
Hangi Bilgiler Kişisel Veri Olarak Kabul Ediliyor?
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na göre, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi kişisel veri olarak kabul edilmelidir.
Yargıtay suçun konusu kişisel veriyi şu şekilde tanımlamaktadır: “Kişisel veri” kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı nüfus bilgileri (T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi), adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA’sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantıları gibi kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerekir; ancak, herkes tarafından bilinen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olan kişisel bilgiler, yasal anlamda “kişisel veri” olarak değerlendirilemez.
Kişisel Verilerin Hukuka Aykırı İfşası Suçunun Unsurları:
Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçu; seçimlik hareketli bir suç olduğundan, seçimlik hareketlerden herhangi birinin yapılmasıyla suç oluşur. Madde gerekçesinden de anlaşılacağı üzere, kişisel verilerin, “verildiği”, “yayıldığı” veya “ele geçirildiğinin” kabul edilebilmesi için, kişisel verilerin kaydedilmiş halde bulunması, kaydedilmiş haliyle başkalarına verilmesi, yayılması ya da ele geçirilmesi gerekir.
- Kişisel verileri bir başkasına verme suçu
- Kişisel verileri yayma suçu
- Kişisel verilerin ele geçirilmesi suçu
TCK 136. Madde de kişisel verileri hukuka aykırı verme, yayma veya ele geçirme suçu, soyut bir tehlike suçu olarak düzenlendiğinden seçimlik hareketlerin yapılmasıyla suç oluşur. Suç teşkil eden hareketler nedeniyle herhangi bir zarar meydana gelmesi şart değildir.
Kişisel Verilerin Hukuka Aykırı İfşası Suçunun Cezası:
Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçunun cezası 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır (TCK md. 136). Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçunun;
- Kamu görevlisi (memur vb.) tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,
- Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle
işlenmesi halinde, TCK md.136 gereği hükmedilecek hapis cezası 1/2 oranında arttırılır (TCK md. 137). Yani bu halde; suçun cezası, 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasıdır.
Sonuç Ve Önem:
Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ifşası, bireylerin özel hayatına yönelik ciddi bir ihlal niteliği taşır. Gelişen dijital teknolojilerle birlikte kişisel verilere erişimin kolaylaşması, bu ihlallerin daha görünmez ama daha yaygın hale gelmesine yol açmaktadır.
Kişisel verilerin gizliliği, sadece bireysel mahremiyet açısından değil; aynı zamanda demokratik bir toplumun temelini oluşturan insan onuru ve özgürlükleri bakımından da hayati önem taşır. Bu nedenle;
Gerçek kişiler, kendi verilerinin kimler tarafından nasıl işlendiğini takip etmeli,
Kurumlar ve işverenler, veri işleme süreçlerini KVKK ve TCK hükümlerine uygun şekilde yapılandırmalıdır.