KEFALET SÖZLEŞMESİ
Kefalet sözleşmesi, borç ilişkisine dışarıdan katılanın (kefilin), asıl borçlunun yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde, alacaklıya güvence sağlamak amacıyla kendi malvarlığını hukuken sorumluluk altına sokmayı kabul ettiği, kanunen birtakım şekil şartlarına bağlı, fer’i nitelikte bir borç doğuran sözleşmedir. Bu sözleşme, asıl borcun varlığına ve geçerliliğine bağlı olmakla birlikte, kefilin iradesiyle borcun teminat alanını genişleten bir güvence mekanizmasıdır.
Geçerlilik Şartları
Kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için;
- Sözleşme konusu borcun mevcut ve geçerli olması,
Ancak; gelecekte doğacak veya şarta bağlı bir borç için de, bu borcun doğumundan itibaren veya koşul gerçekleştiğinde hüküm ifade etmek üzere de kefalet sözleşmesi kurulabilir.
- Kefilin fiil ehliyetine sahip olması,
- Sözleşmenin mutlaka yazılı yapılması,
- Sözleşmede kefilin sorumlu olacağı azami miktarın yazılı olması,
- Sözleşmede kefilin sorumluluğunun doğduğu tarihin bulunması,
- Teminat altına alınacak borcun belirli veya belirlenebilir olması,
- Kanunda öngörülen diğer şekil şartlarına uyulmuş olması gerekir.
Eşin Rızası
Eşler, mahkemece verilmiş bir mahkeme kararı olmadıkça ya da yasal olarak ayrı yaşama hakkına sahip değillerse her biri ancak diğer eşin rızasıyla kefil olabilir. Bu rıza sözleşmenin kurulmasından önce, en geç sözleşmenin kurulma anında verilmiş olmalıdır.
Geçerli şekilde kurulmuş kefalet sözleşmesinde sonradan yapılacak değişiklikle sorumluluk miktarının artırılmasına, adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası tekrar aranmayacaktır.
Kefilin Sorumluluğu
Kefilin sorumluluğu, her ne olursa olsun sözleşmede sorumlu olacağı belirtilen miktar ile bunun fer’ileri olan faiz, gecikme faizi, takip masrafları, vekalet ücreti vb. kadar sorumlu tutulabilir.
Sorumluluk, kefaletin türüne göre değişmektedir;
- Adi Kefalet Bakımından;
Alacaklı önce asıl borçluyu takip etmek zorundadır ancak borçlunun borcu ödeyemediğinin tespiti halinde kefile başvurulabilir. Ancak bu kuralın istisnası Türk Borçlar Kanunu’nun 585. maddesinde öngörülmüştür;
- Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan takip sonucunda borçlu kesin aciz belgesi almış,
- Takibin Türkiye’de sürdürülmesi olanaksız hale gelmiş ya da çok güç hal almış,
- Borçlu iflas etmiş veya borçluya konkordato mehli verilmiş ise artık borçluya başvurulmadan doğrudan kefile gidilebilecektir.
- Müteselsil Kefalet;
Müteselsil kefalet, kefilin borçluyla birlikte aynı derecede sorumlu olduğu bir kefalet türüdür. Bu durumda alacaklı, önce asıl borçluya başvurmak zorunda değildir; dilerse doğrudan kefilden borcun tamamını talep edebilir. Kefil, asıl borçlunun borcu ödeyip ödemeyeceğini beklemeden takip edilebilir.
Alacaklı, borcun tamamı veya bir kısmı için doğrudan kefile, doğrudan asıl borçlu ya da her ikisine birlikte takip başlatabilir. Alacaklıya bu hususta seçim hakkı tanınmıştır.
Sözleşme konusu alacağın rehinle güvence altına alınmış olması halinde kefile başvurmadan önce rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurulması gerekmektedir, bu yola başvurulmadan kefile başvurulursa kefil rehnin paraya çevrilmesi def’ini ileri sürebilecektir.
- Birlikte Kefalet;
Birlikte kefalet, aynı borç için birden fazla kişinin kefil olmasıdır. Her kefilin sorumluluk biçimi, sözleşmede belirtilen kefalet türüne (adi veya müteselsil) göre belirlenir. Birbirlerinden bağımsız olarak aynı borç için kefil olanlardan her biri, kefalet borcunun tamamından sorumlu olur. Ancak, borcu ödeyen kefil aksine anlaşma olmadıkça, diğerlerine toplam kefalet miktarındaki payı oranında rücu hakkına sahiptir.
Sona Ermesi
Sözleşmenin sona ermesi farklı sebeplerle gerçekleşebilir.
- Alacaklı ile asıl borçlu arasında, asıl borç sona erince, kefil de borcundan kurtulur.
- Sözleşmenin kurulmasından itibaren 10 yıl geçmekle sözleşme kendiliğinden sona erer.
- Sözleşmede kefaletin 10 yıldan uzun süre için verildiği dahi yazılsa, uzatma ya da yenileme yapılmış olmadıkça 10 yıllık sürenin sonunda sözleşme ortadan kalkar.
- Sözleşme, belirli süreli sorumluluğa ilişkin yapılmışsa sürenin sonunda kefil borcundan kurtulur.
- Gelecekte doğacak bir borç için yapılmış kefalet verilmiş olması halinde borçlunun borç doğmadan önceki mali durumu, sözleşmeden sonra büyük ölçüde bozulmuşsa kefilin alacaklıya yazılı bir bildirimde bulunarak, borcun doğmasından önce sözleşmeden dönme imkanı bulunmaktadır.