GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA YÖNTEMLERİ

GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA YÖNTEMLERİ

Geçici hukuki koruma yöntemleri, bir uyuşmazlık hakkında nihai karar verilinceye kadar tarafların haklarının korunmasını sağlamak amacıyla, mahkemelerce alınan önleyici ve güvence sağlayıcı nitelikteki geçici tedbirlerdir. Bu yöntemler, dava süreci devam ederken ortaya çıkabilecek telafisi güç veya imkânsız zararları önlemek ve yargılamanın sonunda verilecek kararın etkili şekilde uygulanabilmesini sağlamak için kullanılır. Geçici koruma önlemleri, özellikle uzun sürebilen yargılamalarda, taraflar arasındaki dengeyi korumak, kötü niyetli davranışları engellemek ve hukuki güvenliği sağlamak bakımından hayati öneme sahiptir.

Bu bilgi notunda geçici hukuki koruma yöntemleri yasal dayanaklarla ele alınmaktadır.

 

Geçici Hukuki Koruma Yöntemleri Nedir? Ne İçin Yapılır?

Geçici hukuki koruma yöntemleri, bir kişinin hakkının ciddi şekilde tehlikeye girmesi, mevcut durumun değişmesiyle telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ihtimali varsa, mahkemelerce alınan geçici nitelikteki kararlardır. Bu yöntemler; Yargılamanın sonucunu beklemeden, tarafların mağdur olmasını önlemek için, nihai kararın etkili şekilde uygulanmasını sağlamak amacıyla, yargılama öncesinde veya sırasında uygulanabilir.

Geçici hukuki koruma yöntemleri;

  • Hak kayıplarını önlemek, Dava süresi boyunca bir tarafın hakkı ciddi şekilde zarar görebilir. Bu zarar, dava sonunda haklı çıksa bile geri alınamaz hâle gelebilir,
  • Mevcut durumu korumak, Taraflar arasındaki hukuki durumu ve yargılamayı anlamsız hale getirecek değişikliklerin önüne geçmek,
  • Mahkeme kararının korunmasını güvence altına almak, örneğin, alacaklının hakkını alabilmesi için borçlunun mal kaçırmasını engellemek.
  • Delillerin kaybolmasını önlemek, özellikle olaydan hemen sonra delil tespiti yapılmazsa, sonradan ispat güçleşebilir.

Bu durumların önüne geçmek için alınır.

 

Geçici Hukuki Koruma Yöntemleri

İhtiyati Tedbir Talebi: Yargılama sırasında dava konusu şeyin başkasına devrinden doğan sakıncaları önlemek amacıyla ve kanunların öngördüğü diğer hallerde hak sahibi, dava açmadan önce veya dava sırasında mahkemeye başvurarak dava konusuyla ilgili ihtiyati tedbir verilmesini isteyebilir. İhtiyati tedbir kararının verilmesi için gerekli olan şartlar HMK madde 389’da belirtilmiştir. “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”

İhtiyari tedbir kararı dava açılmadan önce ya da dava açıldıktan sonra da istenebilir fakat dava öncesinde ihtiyati tedbir alındıktan sonra gereken süre içerisinde dava açılmaması kararın kendiliğinden kalkması sonucunu doğurur. Bu karar, dava açılmadan önce esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir.

 

İhtiyati Haciz Talebi: İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için, mahkeme kararı ile borçlunun mallarına önceden geçici olarak el koymasıdır. İhtiyati haciz, ihtiyati tedbirin özel bir çeşididir. İhtiyati haczin, ihtiyati tedbirden farkı; İhtiyati haciz, yalnızca para alacaklarına yönelik iken ihtiyati tedbir, dava konusu olan şey (taşınır veya taşınmaz mal) hakkında önleyici nitelikte tedbir alınmasına yöneliktir. İhtiyati hacizde çekişme yoktur. Oysa ihtiyati tedbirde, üzerinde tedbir konulan mallar çekişmeli olup davacının ileride açacağı veya açmış olduğu bir davanın konusudur. İhtiyati hacizde, haczedilen malların borçluya ait olması ile ilgili bir çekişme yoktur.

Dava açılmış ise, ihtiyati haciz talebini davaya bakan mahkeme verebilir. Dava açılmadan önce ihtiyati haciz talebinde bulunulacaksa bu talep, yetkili icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesine yapılır.

İhtiyati haciz kararında genel görevli mahkeme alacağın miktarına bakılmaksızın Asliye Hukuk Mahkemesidir.

 

Delil Tespiti: İleride açılacak bir dava veya mevcut davada, delillerin kaybolması veya elde edilmesinin zorlaşması ihtimaline karşı, bu delillerin önceden tespit edilmesidir. Delil tespiti; delillerin kaybolmasını, değişmesini veya bozulmasını, elde edilmesinin zorlaşmasını önlemek ve ispat hakkını güvence altına almak amacıyla mahkemeden istenir. Hukuksal yararı bulunan kimseler, incelenme sırası gelmemiş olan delillerin dava öncesi veya sonrası tespitini isteyebilirler.

 

Sonuç Ve Önem: Hukuki yargılama süreçleri çoğu zaman uzun sürebilmektedir. Bu süreç içerisinde, dava sonucu beklenmeden alınan geçici hukuki koruma önlemleri sayesinde; davanın sonunda haklı çıkacak tarafın haklarının önceden güvence altına alınması ve böylece mahkeme kararlarının etkisiz hâle gelmesinin önlenmesi sağlanır. Geçici tedbir, ihtiyati haciz ve delil tespiti gibi kurumlar, sadece bireysel menfaatleri değil, aynı zamanda hukuk düzeninin bütünlüğünü ve işleyişini koruyan yapılar olarak da büyük önem taşır. Özellikle telafisi güç zararların doğma ihtimali bulunduğunda veya delillerin yok olma riski söz konusu olduğunda, bu koruma yöntemleri önleyici ve koruyucu bir müdahale niteliği taşır.