TÜKETİM ÖDÜNCÜ SÖZLEŞMESİ

TÜKETİM ÖDÜNCÜ SÖZLEŞMESİ

Tüketim ödüncü, Türk Borçlar Kanunu’nun 386-3-92. Maddeleri arasında düzenlenmiş, madde 386’da tanımına yer verilmiştir: Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.

Mislen tüketilebilen şeylerden kasıt, kullanmakla tükenen, kullanımdan sonra ortadan kalkan ve benzerleri ile ikamesi mümkün mallardır.

Bu sözleşme türünde borç verilen şey, hukuken tüketim ödüncüne dayanarak talep edilebilecektir.

Hukuki Niteliği

Tüketim ödüncü, rızai bir sözleşmedir. Sözleşme konusunun devri karşılığında faiz kararlaştırılmamışsa sözleşme, eksik iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme niteliği taşımakta iken faiz ödeneceği kararlaştırıldığı takdirde tam iki tarafa bor yükleyen bir sözleşme haline gelecektir.

Sözleşmenin kurulması için kanunda belli bir şekil şartı öngörülmemiştir ancak ispatı bakımından yazılı yapılması, senetle ispat zorunluluğu bulunan durumlar için uygun olacaktır.

Sözleşmeyle devredilen hak zilyetlik değil malın mülkiyetidir. Mülkiyetin devrinin borçlanılması, tüketim ödüncü sözleşmesini, kullanma ödüncü ya da kira sözleşmesinden ayırmaktadır. Tüketim ödüncü alanın kullanımına sunulan, ödünç konusu şeyin kendisi değil, onun değeridir.

Ticari olman tüketim ödüncü sözleşmelerinde faiz, sözleşmede kararlaştırılmış olmadıkça istenemeyecek, ticari tüketim ödüncü sözleşmelerinde ise taraflarca kararlaştırılmış olmasa dahi faiz istenebilecektir.

Ödünç Verenin Borçları

  • Sözleşme Konusunun Teslimi Borcu
  • Ayıpsız Teslim Borcu: Ödünç konusu ile ilgili ayıptan ve zapttan sorumluluğu bulunur.
  • Sözleşme Konusu Değerini Kullandırma Borcu

Ödünç Alanın Borçları

  • Sözleşme Konusunu Teslim Almak
  • Sözleşme Konusunun Aynı Tür, Miktar ve Nitelikte İadesi
  • Kararlaştırılan Sürede, Süre Belirlenmemişse Uygun Sürede Geri Vermek
  • Faiz Kararlaştırılmış ya da Ticari Nitelikte Ödünç İse Faiz Ödeme Borcu

Süre Ve İade

Türk Borçlar Kanunu 392. Madde uyarınca ödüncün geri verileceği gün belirlenmişse ödünç alan o tarihte iadeyle yükümlüdür.

Süre kararlaştırılmamışsa ödüncün geri verilmesi yükümlülüğü ancak talep üzerine doğar. Geri verme yükümlülüğü ödünç verenin isteminden 6 hafta geçmedikçe söz konusu olmayacaktır. Dolayısıyla geri alma hakkının kullanılması için ihtar yapılması zorunludur. İhtar yazılı ya da sözlü yapılabilir ama yine ispat kolaylığı bakımından noterden, iadeli taahhütlü mektup vb. yollarla yazılı yapılması uygundur. İhtardan sonra ödünç alan “makul süre” içerisinde geri vermekle yükümlüdür.

Kanunda makul süreye ilişkin bir kesin gün sayısı öngörülmemiş olmakla birlikte önemli olan ödünç alanın sözleşme konusunu temin edip iade edebilmesi için yeterli zamanı tanımaktır.

Alacaklının ödünç verdiği şey için dava açması ya da takip başlatması için ilk istemden başlayarak 6 hafta beklemesi gerekmektedir. Alacak, ancak bu süre sonunda muaccel olacak, muaccel olmaya bir alacak için dava ve takip başlatmak mümkün olmayacağından hukuki yarar yokluğundan dava reddedilecektir.

  • İcra Takibi

İhtarname tebliğinden itibaren 6 hafta geçmekle ödünç alan, ödünç aldığı bedeli ödemezse doğrudan icra takibi yoluyla bedel talep edilebilmektedir. Takip, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerde başlatılmalıdır. Ödeme emrinin borçluya tebliğ tarihinden 7 gün içinde borca itiraz edilmezse takip kesinleşir. İtiraz edilir ve takip durdurulursa alacaklı itirazın iptali davası açması gerekmekle birlikte borcun varlığını ispatla yükümlüdür.

İhtar yapılmadan takip başlatılması sonucunda borçlunun temerrüdünün ne zaman gerçekleşeceğine ilişkin Yargıtay içtihatlarına göre  borçlu daha önce temerrüde düşürülmemişse takip talebinde bulunulması ve ödeme emrinin borçluya tebliği ile borçlu mütemerrit olur. Ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi Türk Borçlar Kanunu madde 117 anlamında ihtar olarak kabul edilebilir.

  • Alacak Davası

Tüketim ödüncü konusu şey, iade edilmezse alacaklı doğrudan alacak davası açma yoluna başvurmak suretiyle para veya malın iadesini talep edebilir. Alacak davası, ödünç verenin yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmalıdır.

İspat yükü alacaklıya aittir. Ödünç konusunun ödünç olarak verildiğinin, borç ilişkisinin varlığı ile borcun muaccel olduğunun ispatı gerekir. Sözleşme ile banka dekontları yazılı delil olarak kullanılabilir. Alacaklı, delil başlangıcı niteliğindeki belgeleri kullanarak da borcun varlığını ispat edebilir. Yargıtay içtihatları açıklamasız banka havalesinin borç amaçlı olmadığına dair karine kabul etmekte; açıklama bulunmayan havalelerde borçlu lehine yorum yapılmaktadır.